AKDENİZ’DEKİ TATBİKAT BÜYÜK YANKI UYANDIRDI

GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE TÜRKİYE’NİN AKDENİZ’DEKİ YAPTIĞI TATBİKAT BAŞTA YUNANİSTAN OLMAK ÜZERE ÇEVRE BÖLGELERDE BÜYÜK BİR YANKI UYANDIRDI

GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE TÜRKİYE’NİN AKDENİZ’DEKİ YAPTIĞI TATBİKAT BAŞTA YUNANİSTAN OLMAK ÜZERE ÇEVRE BÖLGELERDE BÜYÜK BİR YANKI UYANDIRDI

Mühimmat yüklü F-16’lar, CASA ve yakıt ikmal uçakları ile Havadan İhbar ve Kontrol uçaklarının katıldığı tatbikatta, deniz unsurları da önceden Akdeniz’in değişik bölgelerinde yerlerini aldı. Konya 3. Ana Jet Üssünden havalanan Hançer Filo ile Bandırma 6. Ana Jet Üssü’nden kalkan Zıpkın Filo’ya dahil F-16’lar, İncirlik üssünden bölgeye gelen “Asenalar” filosundaki 3 yakıt ikmal uçağından havada 4 kez yakıt ikmali yaptı. Böylece, kendi yakıtlarıyla 2 saat havada kalabilen F-16’lar, 7 saat 35 dakika havada kaldı.

TRT Haberin Savunma Sanayi Araştırmacısı Hakan Kılıç ile yapılan röportajda Hakan Kılıç şunları söyledi:

Orduların tatbikatları birden fazla hedef için yapabileceğine işaret eden Kılıç, “Birliklerin eğitimi ve eğitim seviyesini görmek, müşterek harekatlarda birlikler arasındaki koordinasyonu geliştirmek ve ortak komuta/kontrol kabiliyetlerini geliştirmek, halka ve bizzat ordu personeline psikolojik harekat gereği ordusuna güven duymasını sağlamak gibi pek çok sebepten bu tür adımlar atılır.

Tatbikatların bir başka boyutunun ‘gövde gösterisi’ olduğunu anlatan Kılıç, şöyle devam etti

“En önemli gerekçelerinden birisi de bu. Bu yolla ülkeler silah sıkmadan caydırıcılık sağlanması yani basit anlatımla düşmana yumruğunu göstererek vurmadan korkutmayı amaçlar. İşte bu tatbikatta bu amaç diğer amaçlara göre çok öne çıktı. Doğu Akdeniz’deki bu adımımız tatbikattan ziyade gövde gösterisi, askeri literatüre uyarlarsak psikolojik harekat idi.”

Kılıç, Türkiye’nin bu tatbikatta komşu ülkelerin de gayet iyi bildiği imkan ve kabiliyetleri başarıyla sergilediğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Bu kabiliyetlerin gösterilip, tanıtılmasından ziyade, bunları kullanmaktan çekinmeyeceğimiz vurgusu ilan edilmiş oldu. Yoksa Türk Hava Kuvvetlerinin F-16 avcı uçakları ve KC-135 tanker uçakları vesilesi ile deniz aşırı menzillerde havada yakıt ikmali yaparak harekat icra edebileceği, bu arada hava sahasının kontrolü için E-7T Barış Kartalı HEİK uçağının görev yapabileceği bilinen, standart ve çok defa yapılmış uygulamalar. Aslında gösterilmek istenen zor durumda kalırsak Libya’daki hedefleri güvenli bir şekilde vurup, dönebiliriz idi. Bu mesaj gerekli yerlerce alındı.”

Tatbikatın Yunan medyasında çok ciddi şekilde yer bulmasına ilişkin görüşlerini sorduğumuz Kılıç, “Bu tatbikatta Yunanistan tarafından bilinmeyen veya gerçek olduğu konusunda şüphe duyulan kabiliyetler sergilemedik. Zaten bunları yapabileceğimizi biliyorlar” dedikten sonra şöyle devam etti:

“Yunanistan’ın tepkisi ülkemizin gösterdiği kararlılığa aslında… Bunun da ötesinde Doğu Akdeniz hidrokarbon yatakları nedeniyle de bizim o bölgedeki tüm adımlarımızı yakından takip ediyorlar. Akdeniz’deki bu tatbikat Türkiye’nin verdiği ‘Hakkımdan vazgeçmeyeceğim’ mesajı taşıması nedeniyle bu denli ses buldu Yunanistan’da.

Libya hükümetinin bizimle imzaladığı münhasır bölge ile ilgili anlaşma, Akdeniz kıyılarımız ile Libya arasında uzun bir koridor oluşturuyor. Yani Yunanistan’ın korkusu ve tepkisi esasında buna yönelik. Bizim uçaklarımız ve gemilerimizin bayrak göstererek orada varlık göstermesine kızıyorlar.”

Tatbikata, 11 adet F-16, 3 adet KC-135R tanker uçak, 1 adet E-7T havadan erken uyarı ve kontrol uçağı ve 1 adet de C-130 nakliye uçağının katıldığını hatırlatan Hakan Kılıç, “Türk Silahlı Kuvvetleri ‘Türkiye-Libya arasında deniz taşımacılığımızın güvenliği ve bölgede ülkemizin menfaatleri doğrultusunda gerekirse hava kuvvetlerini de kullanırım’ mesajını çok güçlü şekilde vermiş oldu” dedi.

Bir cevap yazın