Fırlatma Koltuğu

Fırlatma koltuğunu inceleyelim

Fırlatma koltuğu, kontrolü sağlanamayan ve düşmek üzere olan uçaklardan pilotların sağ kurtulması için tasarlanmış koltuk sistemidir. Roket yardımıyla pilot koltukla beraber uçaktan fırlar ve paraşüt yardımıyla güvenli bir şekilde yere iner. Gelin bunu daha detaylı inceleyelim.

Paraşüt tasarımcısı Everard Calthrop fırlatma koltuğu için çalışmalarda bulundu. Bu çalışmalar 1916 yılında tamamlandı. Calthrop, sıkıştırılmış hava ile fırlatılan bir sistem geliştirdi ve ürünün patentini aldı. Bu çalışma fırlatma koltuğu için ilk çalışmaydı ve geliştirilmesi gerekiyordu. Günümüzde kullanılan modern fırlatma koltuklarının mucidi Romanyalı buluşçu Anastase Dragomir oldu. Hava aracından ayrılabilen ve paraşüt yardımıyla yere iniş yapan bölüm ilk olarak 25 Ağustos 1929’da Paris Orly Havalimanı’nda denendi ve başarılı oldu.

Tasarım bu şekilde kalmadı. 2. Dünya Savaşı sırasında ihtiyaçlar halinde tekrardan geliştirildi. Daha önce kullanılan sistemleri pilot kontrol edemiyordu başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali vardı. bu duruma pilotun üzerine etki ettiği kuvvetleri ve durumları da eklediğimizde başarısızlık kaçınılmaz oluyordu.

İlk fırlatma koltukları İsveçli SAAB ile Alman Heinkel adlı iki şirkette farklı şekilde yürütüldü. İlk tasarımlarda roket yerine sıkıştırılmış hava itici kuvvet olarak kullanıldı. 1940 yılında Heinkel şirketi jet uçaklarında prototip denemesi yaptı. bu denemeler birkaç yıl devam etti. 13 Ocak 1942 yılında test pilotu Helmut Schenk uçuşta meydana gelen sorun nedeniyle zorunlu olarak fırlatma koltuğunu kullanan ilk pilottur.

Kullanılan uçakta prototip istenileni karşılamayınca üretimi durdu ve proje iptal edildi. Fırlatma koltuğunun standart bir uçakta kullanıldığı ilk uçak Heinkel He 219 Uhu olmuştur.

Fırlatma koltuğu kullanan bir pilot ortalama 13 G kuvvetine maruz kalır. 1960-1970 yıllarında Sovyetlerin tasarladığı fırlatma koltuğunda bu G değeri 20-22 G değeri arasındaydı. G kuvvetine fazla değerde veya fazla sürede maruz kalmak pilotta ciddi hasarlar bırakabilir. Bu yüzden pilot fırlatma koltuğunu kullandığı esnada koltuğun ani ve şiddetli hareketinden dolayı zarar görebilir ve yaşamını tehlikeye atabilir.

Fırlatma koltuğu tasarımında ABD ve Sovyetler Birliği öncü olmuştur. Bu devletlerin farklı tipteki modelleri tüm dünyada kullanılmaktadır.

Standart bir fırlatma sistemi 2 aşamadan oluşur. İlk aşamada pilotun üzerindeki bölüm tamamen açılır ya da fırlatma dışarıya doğru olacak şekilde gelişir, pilot dışarı atılır. Diğer aşamada ise pilot açık kısımdan pilot koltuk ile birlikte dışarı fırlatılır. İlk çalışmalarda pilotun iki aşamayı da kendisi kumanda etmesi gerekirken, modern koltuklarda bu iki aşamayı da pilot tek bir kontrolle halledebiliyor.

Alçak uçuş yapan uçaklarda kanopinin fırlatılması için yeterli süre bulunmadığından bazı sistemler kanopi ile koltuğu eş zamanda fırlatır. Kapak açıldıktan sonra pilotun hava akımıyla uçağı terk etme durumunda ise pilota bağlı paraşüt açılarak onu dışarı doğru çeker. Bazı durumlarda uçaklar fazla hızda oluyorlar ve bu hızda pilotlar uçağı terk etmek durumunda oluyorlar. Bu zamanlarda ise sistem tüm kokpiti uçak dışına fırlatır. Çünkü yüksek hızdan dolayı pilotlar hasar alabiliyor.

Son zamanlarda bu sistem daha fazla geliştirilmiş ve alçak uçuşa geçen uçaktan pilotların daha sağlıklı kurtulabilmesi için roketli sistemler kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistemde roketler pilotu çok yükseğe fırlatarak uçaktan uzaklaştırıp yere güvenli iniş yapmasını amaçlamışlardır.

Bir cevap yazın